Gezginnerede ile yolumuz bu sefer Beyoğlu Maya Cüneyt Türel Sahnesi’nde sahnelenen “Romeo’yu Beklerken” oyununa düşüyor. İzleyeceğimiz oyun, savaşın ortasında kalmış iki kızkardeşin hikayesini anlatıyor. Yer ve zaman konusunda hiçbir fikrimiz yok. Ama silahların kol gezdiği, her köşede bir patlamanın yaşandığı dönemde bunu çok da önemsemiyoruz. Ne de olsa distopik bir dünya olasılığı yok artık. Zira distopik saydığımız herşey teker teker karşımıza çıkıyor.İşte böyle bir ortamda kardeşlerden küçük olan Talya (Sinem Reyhan Kıroğlu), yaşanan gerçekliği inkar edercesine, kendini dış dünyaya kapatan ve umutsuzca hayal dünyasında yarattığı Romeo’sunu bekleyen bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Kırılgan ve naif dünyasını mutlu edecek tek şey, hayalleri ve bunun için her şekilde hazır olması gerekiyor. Ablası Raneen (Akasya Asıltürkmen) ise, kardeşinin aksine yaşadıklarıyla yüzleşmek zorunda kalan ve hamileliğine rağmen hayatta kalabilmek adına her türlü zorluğa karşı direnen bir kadın. Büyük olasılıkla yaşadığı travma ve savaşın acımasızlığı sonucu, Talya’nın aksine beyaz atlı prenslerden ve romantik masallardan çoktan vazgeçmiş. Tek derdi, kırılgan kardeşini de alıp güvenli bir yerlere giderek bu cendereden kurtulmak. Ama kardeşinin hayallerini kıracak kadar acımasız değil. Bu nedenle ikilinin bu birbiriyle içiçe geçmiş kararsızlıkları ve tartışmaları bir yere varmadan sürüp gidiyor. Ta ki evlerine gizlice giren bir asker –ya da beklenilen Romeo-dahil olana kadar! Artık o andan itibaren tüm seyir değişiyor ve oyun tahmin edilemeyen bir sona doğru evriliyor.
Oyun, genel olarak verdiği mesajlarla dikkat çekiyor. Özellikle savaşın insanoğlunun tüm doğrularını, algılarını ve benliğini nasıl darmadağın ettiğini ve arada kalan masum halka neler yapabildiğini vurgulaması anlamında oldukça başarılı. Kadın karakterler özelinde her türlü zıtlıklarına rağmen birarada kalmaya çalışan abla-kardeş ilişkisinin kurtarıcı-kurban mantığında ele alması ise oyunun başka bir güzelliği. Bu noktada abla Raneen rolünde Akasya Asıltürkmen, tabir-i caizse oyunculuğunu konuşturmuş ve Sinem Reyhan Kıroğlu da azımsanmayacak bir performansla naif Talya’nın üstesinden iyi gelmiş. Oyunun Romeo’su Faruk Barman ise, seyircilerin algısını darmadağın edecek kadar başarılı.
Yolunuz düşerse Serkan Üstüner’in sanat yönetmenliğini yaptığı, seyirciye ciddi bir sorgulama yaşatacak ve gerçekliğinde sarsacak bu güzel oyunu kaçırmayın derim. Bir sonraki oyun 04 Şubat 2016 da Maya Cüneyt Türel Sahnesinde…
Maya Cüneyt Türel Sahnesi İstiklal Cad. Halep Pasajı, Kat 2 BEYOĞLU / istanbul
