Tanıtım

Bu kısa bilgiyi verdikten sonra gelelim nacizane önerilerime:

Hoşgeldin 35. İstanbul Film Festivali hoşgeldin 35. İstanbul film festivali
Saraybosna’da Ölüm/Death In Sarajevo

Saraybosna’da Ölüm/Death In Sarajevo

Tarafsız Bölge’ (2001) ile en iyi yabancı dilde Oscar kazanan ve ‘Bir Hurdacının Günlüğü’ iyle üç yıl önce Altın Ayı ödülünü alan Saraybosnalı Tanovic’in bu sene Berlin Film i’nde Jüri Büyük Ödülü’nü alan bu filmi, Bernard-Henri Levy’nin Hotel Europe adlı oyunundan uyarlanmış.Film, Saraybosna Suikastı´nın 100. yıldönümünde Bosnalı bir gazetecinin programıyla başlıyor ve programın çekimlerinin yapıldığı otel özelinde karakterlerden birinin “20. yüzyıl Avrupa tarihi Saraybosna´da başladı ve burada bitti” sözü etrafında şekillenerek Balkanlar’daki yüzyıllık çalkantıyı günümüz Bosna’sındaki huzursuzlukla ilişkilendiriyor.

Hoşgeldin 35. İstanbul Film Festivali hoşgeldin 35. İstanbul film festivali
Denizdeki Ateş/Fire At Sea

Denizdeki Ateş/Fire At Sea

Gianfranco Rosi’nin, bu sene Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazandığı yeni belgeseli Denizdeki Ateş, bu zamanın en önemli toplumsal sorununu ele alıyor. Film, Afrika’dan yola çıkan sığınmacı teknelerinin Akdeniz’deki ilk Avrupa adalarından birisi olan Lampedusa’ya varışlarını ve ada halkının bu süreçte yaşadıklarını sessiz bir üslupla takip ediyor. Adada yaşayan 12 yaşındaki erkek çocuğu Samuele Pucillo ve 20 yılı aşkın süredir çatışmalardan kaçarak adaya sığınan göçmenleri tedavi eden doktor Pietro Bartolo’nun gözünden bakan film, yaşanan trajedi hakkında yeni bir şey söylemese de bu trajediyi hiçbir abartıya girmeden ortaya koyması açısından seyredilmeyi hakediyor.

Gelecek Günler/L’avenir/Things To Come

Berlin Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan, Mia Hansen-Løve’un beşinci filmi Gelecek Günler, güçlü bir kadın karakter olan Nathalie’nin hayatına odaklanıyor. Isabelle Huppert’in canlandırdığı Nathalie, Paris’te bir lisede felsefe öğretmenliği yapmakta ve işi söz konusu olduğunda oldukça azimli evli ve iki sahibi bir karakter. Hayatı, yaşlı annesi, çok sevdiği işi ve yolunda giden evliliği arasında üçe bölünmüştür. Ancak hayatı bir gün kocasının onu başka bir kadın için terk ettiğini söylemesiyle yavaş yavaş değişir. Nathalie, bu olayla beraber hayatını yeniden keşfetmesi gerektiğini farkeder. Film, heyecanlı senaryosu ve başarılı yönetmenliğiyle dram alanında seyredilmesi gereken filmlerden.

Akdeniz/Mediterranea

Ayiva ve Abas, memleketleri Burkina Faso´yu geride bırakarak kendilerini Libya’dan İtalya´ya varacak bir bota atmanın derdinde olan iki arkadaş. Düşündükleri bu umut yolculuğuna dair ise çok az şey biliyorlar. Yol üzerinde nasıl bir şiddet ve nefretle karşılaşabilecekleri konusunda ise hiçbir fikirleri yok. Jonas Carpignano’nun ilk uzun metrajlı filmi olan Akdeniz, geçtiğimiz yıl Cannes Eleştirmenler Haftası´nda adından söz ettirmiş ve birçok festivalden en iyi erkek oyuncu ödülü ile dönen izlenilmesi gereken filmlerden.

11 Dakika/11 Minutes

Polonya sının usta ismi, Film Festivali’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Jerzy Skolimowski’den yenilikçi, taze ve dinamik bir film. Varşova’da geçen filmin öyküsü, bir sosisli sandviç satıcısından Hollywood yapımcısıyla görüşen bir oyuncuya dek birçok karakterin hayatlarında yaklaşan bir kıyametin hissedildiği aynı 11 dakikaya odaklanıyor. Kara mizahın da ihmal edilmediği film, çağımızın felaket kapıda hissini, iç içe geçen kurgularla veren bir gerilim.